Kedilerin kuyruklarına, teneke kutular takıp sürükleyen çocuklar vardı, çocukluğumda...
...........................
Merak ediyorum, son nefes verilene kadar geçen o uzun-kısa süreçte ne hissediyor ölenler?
...........................
İki kocaman köpeğin, kendilerince oynaşmalarının arasına karışan kedi, karnından aldığı yaralar yüzünden öldü.
Hızla gelen motorlu bir taşıtın çarptığı bir başka kedinin, arka ayakları ters dönmüş, ağzından kan geliyordu; öldü.
Ana caddede hızla gelen bir taşıt, yavru bir kediye çarptı. Kedi epeyce yükseldi, düştü; olduğu yerde dakikalarca kıvrandı ve öldü.
Eğlence malzemesi olan kızkaçıranlar (adı bile şiddet içeriyor), kedileri ürküttü ve kızlardan çok, kedilerin canlarını yaktı. Kırmızı ışıklar; merak uyandırdı, kafa karıştırdı, göz kamaştırdı... O ışığın peşinden giden kediler öldü.
Kedi yaşına göre haddinden fazla yaşadı. Güvenli, sevgili, özgür ve mutlu. Sonra sessiz sedasız öldü; sevdiklerinin yanında.
Bir başka kedi, o'nu sahiplenenler için kısa, kendisi için uzun bir zaman sonra, nedendir bilinmez, sevenlerinin yanından gitti... öldü.
...........................
Kimi kediler, hep kenardan kenardan yürüdüler. Ölenlerin ardından baktılar.
Ama bazıları ana caddeye yapışmış cinslerinin yanına gidip, onları hayata döndürmeye çalışırken, haber oldular. Haber oldukları için utandılar; kedice.
...........................
Kediler çoğunlukla yollarda, sokaklarda ölür ve biz bilemeyiz, o anda ne hissettiklerini...
Şehirlerde hayvanlar, daha çok hayvanlar sebebiyle değil de insanlar yüzünden ölüyor; tıpkı insanlar gibi. Bir sevişme sonunda, bir ananın evladı olarak doğan, uzun zaman, anasının kuzusu, canı evladı olan, bir erkek "insan" kişisi tarafından, tecavüz edilerek, ölüyor kediler! Aman diyorum, uzak durun insanlardan.